24 Eylül 2017 Pazar

Sırbistan / Macaristan Turu

Merhabalar,

Sıradaki yazımız Sırbistan ve Macaristan Turumuz ile ilgili. Hazırsak başlayalım :


***SIRBİSTAN

Balkanlar'da yer alan bir devlettir. Sırbistan-Karadağ’ ın ayrılmasıyla oluşmuştur. Başkenti Belgrad' dır.




BELGRAD

Belgrad, Tuna ve Sava nehirlerinin birleştiği platoda yer almaktadır.Para birimi olarak "dinar" kullanıyorlar. Diğer Avrupa ülkelerine göre otel ücretleri uygun, Merkezde bir otelde kalıp birçok yere kolay ulaşım sağlayabilirsiniz. 

Knez Mihailova Caddesi

Dans eden, resim ve müzik yapan, sanatla uğraşan insanların sağlı sollu caddeyi sardığı bir ortam.Bizdeki İstiklal Caddesine benziyor.

Kalemegdan-Belgrad Kalesi ve Parkı
Caddeyi baştan sona gezdikten sonra Kaleye çıkıyoruz.Kalenin tepesinden manzara harika ve Sava nehri'ni de kuşbakışı izleyebilirsiniz.









***Sava Nehri

Tuna Nehri'nin sağ kollarından biridir. Belgrad'da Tuna Nehri ile buluşur. Oldukça çarpıcı bir görsel şöleni vardır.





***MACARİSTAN


Macaristan, denize kıyısı olmayan bir ülkedir. Başkenti Budapeşte'dir.




BUDAPEŞTE

Tuna nehrinin iki yakasındaki Budin ve Peşte'nin 1873 yılında birleşmesiyle oluşan şehirdir. Eski yıllarda Tuna nehri Budin ve Peşte' yi ayırmıştı. 35 Euro'ya nehirde tekne turuna katılıp, şehrin önemli bölgelerini rehber eşliğinde gezebilirsiniz.

***Budin Kalesi : Budapeşte'deki Macar krallarının tarihi kalesi ve saray kompleksidir.Buda Kalesinden Peşte bölgesinin harika görüntüsünü seyredebilirsiniz.



Kalenin tepesinde bir karga heykeli var ve ağzında bir yüzük taşıyor. Rehberden öğrendiğim kadarıyla bir zamanlar kalenin hükümdarı savaşa gitmiş ve uzun zaman hükümdardan haber alınamamış, halk hükümdarın öldüğünü düşünmeye başlayıp dedikodular çoğalınca, Hükümdar yaşadığını kanıtlamak için savaştayken yüzüğünü çıkarıp kaleye göndermiş.Yüzükte bu karganın ağzına yerleştirilip kalenin tepesine konulmuş.Halk hükümdarının ölmediğini bu şekilde anlamış.



Birde sürprizle karşılaştık. Budin Kalesinde yer alan bir yola Kemal Atatürk Yolu adını vermişler. 





Széchenyi Köprüsü (Zincir Köprü - Dilsiz Aslan):Buda ve Peşte’yi birbirine bağlayan ilk köprü 1849'da kullanıma açılan Zincirli köprüdür.  Köprünün her iki başında ikişer tane dilsiz aslan heykeli vardır.O yıllarda iki ayrı şehirden meydana gelen Budapeşte için bu köprü hayati bir anlam taşıyordu. 



Parlamento Binası:  Dünyanın en büyük üçüncü parlamento binasıdır. Şehrin Peşte kısmındadır. Kraliyet mücevherleri ve tacı burada bulunuyor. 



Kahramanlar Meydanı: Meydanın ortasındaki Milenyum Anıtı, Macarların 1000 yıllık tarihini anmak için inşa edilmiştir. Kentin en büyük ve etkileyici meydanıdır.Ortasında 36 metrelik korint sütun üzerinde baş melek Cebrail bir elinde Macaristan’ın ilk kralı Aziz Stephen’in tacını bir elinde haç tutmuştur.





Beer On Wheels: Kahramanlar Meydanında yapılacak en güzel aktivitelerden biri, bir yandan bira fıçısından bira içerken diğer yandan pedal çevirerek gezen Beer On Wheels'ler. Belli kişi sayısına ulaşınca binip topluca pedal çevirirken fıçıdaki birayı içerek meydanı geziyorlar. Çok eğlenceli :)



Gellert Tepesi / Aşıklar Tepesi: Şehrin panoramik manzarasını görmek için ideal bir yer.Aziz Gellert Macaristan’a Vatikan tarafından atanan bir piskopos olarak görev yapmaktaydı. Aziz Gellert’ in görevi Hristiyanlığı yaymaktı.Çıkan ayaklanmalar sonucunda Aziz Gellert'i sabahın erken saatlerinde yüzlerce kişinin eşliğinde Budapeşte’nin en yüksek tepesine çıkartarak, bir fıçıya sokup bu tepeden Tuna nehrine doğru yuvarladılar. Günümüzde Aşıklar Tepesi denmesinin nedeni ise, Macar erkeklerinin çıkma davetinde bulunacakları kadınları, ilk buluşma için bu tepeye getiriyor olmalarıdır. 



Özgürlük Anıtı: Gellert Tepesi'nin en üstünde  bir kale ve şehrin her tarafından görülebilen Özgürlük Anıtı vardır. Anıt, Kızıl Ordu’nun Budapeşte’yi Nazi’lerden kurtarması anısına dikilmiş.




SZENTENDRE

Szentendre, Budapeşte yakınlarındaki Pest ilçesinde bir nehir şehridir. Adeta bir sanat kasabasıdır. Barok tarzındaki yapılarıyla ünlü bu kasabadaki binaların tarihi 18.yy’a dayanıyor.






Şimdilik bu kadar.Tüm fotoğraflar tarafıma aittir. Yeni seyahatlerde görüşmek üzere.


18 Eylül 2017 Pazartesi

Fransa Turu

Merhabalar,

Sıradaki durağımız Fransa Turu. Bu gezimizde Paris ve Bordeaux' u gezdik. Uçak biletlerimizi ve konaklamamızı hallettikten sonra Vize için VFS Vize Merkezine başvuruyoruz. Vizemiz tamamsa yola çıkıyoruz.

Paris: 

Paris - Charles de Gaulle Havalimanı'na indik. Havalimanı Fransa'nın Roissy bölgesinde olup, Fransa'nın en büyük havalimanıdır. Gün doğuşunu gökyüzünden izledik. Görülmeye değer bir manzara. İner inmez serin hava bizi karşıladı, yanınıza şemsiye almanızı tavsiye ediyorum. Metroyla tüm şehre kolaylıkla ulaşım sağlayabilirsiniz,çok kapsamlı bir metro ağı var. Günlük metro ücreti 7.50 Euro'dur.

























***Eiffel Tower

İniş yapıp, pasaport kontrolünüzden geçtikten sonra ilk durağımız Eiffel Tower oldu. Kulenin uzunluğu 324 Metredir. Kule eski dönemlerde telgraf anteni olarak kullanılmıştır. Günümüzde ise Paris'in en büyük simgesidir.Kule 3 katlıdır. Her katında gezip Paris manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz. Ama yukarı gerçekten çok esiyor. Kişibaşı giriş ücreti 2017 Eylül için 17 Euro'ydu. Merdivenle veya fotoğrafta gördüğünüz asansörlerle yukarı çıkabilirsiniz.








***Sacré-Cœur Bazilikası

Notre Dame Katedralinden sonra Fransa'da en çok ziyaret edilen anıttır.Paris'in en ünlü kiliselerinden biridir. Şehrin en yüksek ikinci gözlem noktasıdır, şehrin manzarasını bir de bu noktadan seyredebilirsiniz.
















































***Notre Dame Katedrali

Fransa'da bulunan dünyaca ünlü bir katedraldir. Seine Nehri'nin kıyısında bulunur.




















***Seine Nehri


Bütün bu eserlerin yanında bir diğer güzellik olan Seine Nehri'nin kenarında ve köprülerinde yürüyüş yapmayı atlamamanızı tavsiye ederim. Gündüzü ve gecesi ayrı güzel. 14 Euro'ya gezi tekneleriyle Nehri baştan sona gezebilirsiniz.





***Zafer Takı


 Charles de Gaulle Meydanı’nda yer alan kavşak tam 12 caddenin birleşim noktasıdır. Zafer Takı’nın ön yüzü ise şehrin en önemli caddesi olan Şanzelize’ye bakar. Napolyon Bonnapart, en büyük zaferi olan Austerlitz Savaşı’ndan galip gelen askerlerine “Eve döndüğünüz zaman zafer taklarının altından geçeceksiniz” sözünde geçen taklardan biridir.

***Şanzelize Caddesi



İki kilometre uzunluktaki caddenin bir ucunda Paris’in en ünlü simgelerinden olan Zafer Takı bulunmaktadır. Caddenin diğer ucu ise şehrin ünlü meydanı Concorde’a uzanır.





***Concorde Meydanı


Concorde Meydanı, Paris'in en büyük ve ünlü meydanıdır. Tuileries Bahçeleri ile Şanzelize Caddesi arasında yer alır. Kral XV. Louis’in emriyle yapılan meydan 8 hektardan büyük olup sekizgen yapıdadır.





***Louvre Müzesi


Louvre Müzesi Fransız ihtilalinden sonra 1893 senesinde, Fransa'da açılan ilk devlet müzesi. Paris'te bulunan bu müze emsalleri arasında en ünlülerindendir. Yedi bölümden meydana gelmektedir. Resim, heykel, doğu sanatları, Mısır sanatları, Yunan sanatları, sanat eserleri, desen gibi dallara ayrılan kısımlardan meydana gelmektedir. Şahsen 1 gün sabahtan akşama kadar sadece 2 bölümünü bile tam gezemedik.İçerde kafeler restoranlar var kahvaltı ve öğle yemeğini buralarda yapabilirsiniz.Kulaklık alıp eserler hakkında bilgileri dinleyebilirsiniz ama Türkçe seçeneği yok. En ünlü eserleri : Mona Lisa ve Semadirek Kanatlı Zaferi'dir.





Semadirek Kanatlı Zaferi:1863 yılında Ege Denizi'nin kuzeyinde bulundu. Semadirek adasında, rüzgara karşı konumlanan tapınakta yeralan heykel, taş bir geminin pruvasına yerleştirilmişti. 

Yunan mitolojisinin zafer tanrıçası Nike'ın kafasız ve kolsuz heykeli, 1884'te Paris'e taşındı. 





Bence müzedeki favori eser:  
:D



***Bordeaux Şehri



Bordeaux, 2007'den beridir "tarihî bir liman şehri" olması dolayısıyla Fransa için UNESCO Dünya Mirasları listesinde bulunmaktadır.Adını da verdiği Bordeaux şarapları ile tanınıyor. Alabildiğine uzanan üzüm bağları enfes bir şölen görünümü kazanıyor.





***Garonne Nehri


Garonne Nehri, kuzey İspanya ve güneybatı Fransa'da bulunan önemli bir akarsu. Kuzey İspanya'da Pireneler'den doğar ve Bordeaux yakınlarında Dordogne Nehri birleşip Gironde Halicinı yaratıp Atlas Okyanusu'nda Biskay Körfezi;ne dökülür.






***Saint Andre Catedrali





***Place de la Bourse






***St. Pierre Köprüsü





***Dune De Pilat / Kum Tepesi


Dune du Pilat, Avrupa’da rüzgarla oluşan en büyük kum tepesidir. Fransa‘nın  tatil kasabalarından Arcachon‘da bulunuyor. Bir yanında alabildiğine okyanus, diğer yanında alabildiğine orman ve uçsuz bucaksız bir çölün buluştuğu noktadır.











***Saint Ferme







Gün doğumunda geldiğimiz ülkeden, dönüşümüzü gün batımında yaptık. 




***Tüm fotoğraflar tarafıma aittir.


24 Ekim 2016 Pazartesi

İtalya Turu

Merhaba,
Tura katılmadan kendi imkanlarıyla İtalya turu yapmak isteyen ama yapamayan arkadaşlar için kendi deneyimlerimi paylaşmanın faydalı olacağını düşündüm. İlk olarak uçak biletlerini,kalacağınız otelleri ve araç kiralamayı hallettikten sonra İdata'dan vize başvurusu yapıyorsunuz. Vizemiz çıktıktan sonra yollara düşebiliriz.

"Güzergahımız: Roma-Vatikan-Siena-Floransa-Pisa-Venedik-Verona-Sirmione-Milano"

Roma :

 "Aeroporto Roma Fiumicino "Leonardo da Vinci" (FCO) Havaalanı"'nda indik.



İlk gün kiraladığımız aracı almak için havaalanının dışındaki servisler bizi araç kiralama yerine götürdü. Eğer ehliyetiniz yeni çıkan ehliyetlerden değilse belli bir miktar para ödemek zorunda kalıyorsunuz. Bu bize kötü bir sürpriz oldu.Biz Aurelio bölgesinde kaldık, tavsiye ederiz,hem merkeze yakın.Sonra başladık Roma'yı keşfetmeye. Tabiki ilk durağımız "Collesium" oldu.Yolların kenarında küçük otopark fişi için makineler var. Oraya bozuk para atıp onu araç camının içine koymanız gerekiyor. Benzin istasyonları self servis, kimsecikler yok kendiniz dolduruyorsunuz.Belki 10 istasyondan 1 tanesinde bir çalışan bulabilirsiniz. Su istediğinizde sodaya benzeyen bi su veriyorlar. Gazsız Su diye belirtmek zorundasınız.

Bu arada eğer araç kiralayacaksanız yanınıza mutlaka iyi bir navigasyon alın derim. Navigasyon sayesinde, kaybolup boşa zaman kaybetmedik.Bu arada Roma'ya 2 günümüzü ayırdık.Roma'da mutlaka yapılması gerekenler: Kolezyum'a, Piazza Venezia Meydanına, Aşıklar Çeşmesine, İspanyol Merdivenlerine, Corte di Cassazione'ye,Castel Sant'Angelo'ya gitmek ve Dondurma, Pizza yemek. Bence en güzel pizza Margarita'ydı. Dondurmalar ise bir harika.Limonlu dondurmayı deneyin derim.Yazın gidecekseniz güneş gözlüğü ve şapka şart ama her an yağmurda yağabilir.Hava durumunu kontrol edin.

Fotoğraflarımdan bazıları şu şekilde:





Vatikan : 

Öncelikle şortla ve kısa kollu kıyafetle içeri almıyorlar, gitmeden önce orada üstünüzü kapatacak bir şeyler veriyorlar diye okumuştuk ama bize vermediler. Ona göre gitmekte fayda var. 



Siena : 

Benim gözde mekanım Siena. Yılın belli dönemlerinde at yarışları yapılıyormuş. Büyük bir meydanı var, Şehir merkezine geldiğinizde nerede bu yer diye bakınıyorsunuz.Alana çıkmak için insanları takip edip metro gibi bir yerden yürüyen merdivenlerle çıktık hatta çık çık bitmedi. Sonra bizi karşılayan manzaralar : 






Floransa : 

Siena'dan çıkıp akşam Floransa'ya geçtik.Sokaklarda müzik şöleni var. Köprünün manzarası çok güzel. Otopark ücreti çok pahalıydı. Saat başına ücret alıyor.





Pisa :

Ertesi gün Pisa'ya geçtik. Pisa bir şehirmiş. Pisa Kulesi de bu şehrin içindeymiş, Bitişiğinde Pisa Katedrali ve etrafında da bir sürü yapı varmış. Hiç bilmiyorduk :) Çok sıcak bir şehir. Pisa magneti alacaksanız Pisa Kulesinden uzaklaştıkça ucuzluyor. Sakın hemen kulenin ordan almayın :) Çimlere uzanıp poz veremiyorsunuz, çimlere basmak yasak.




Venedik :

Pisa'dan çıkıp akşama doğru Venedik'e gittik. Tabi ki Venedik' e gidip gondola binmezsen olmaz. Tiyatro maskeleri meşhurmuş, Diğer yerlere göre fiyatları daha uygun.



Verona : 

Venedikten çıkıp Verona'ya geçtik.Beni en çok şaşırtan Verona oldu nedense. Takım elbisesiyle klasik kıyafetlerle bisiklete binip işe giden bir sürü insan vardı. Akşam opera vardı,tarihin içindeymişsiniz gibi bir yapısı var. Bir de Romeo & Juliette aşkı Verona'daymış. Juliette'nin evini ziyaret ettik. Evine giren koridorda bütün aşıklar isimlerini duvarlara yazmışlar, kalbinin kilidini buradaki demirlere kilitleyenler de var. Herkesin evin bahçesindeki Juliette heykelinin sağ gögsünü tutmasının sebebiyse; dokunanın aşk hayatında mucizelerin gerçekleşiyor olmasıymış.







Sirmione : 

Verona'dan çıkıp Sirmione'ye geçtik, Büyük bir kale,üç tarafı denizle çevrili. Çok sıcak ve sempatik bir yer. Burada dondurma yemeyi unutmayın.Kalenin içinde gezmek için kırmızı trenlere binebilirsiniz.


Milano: 

Sirmione'den Milano'ya geçtik. Devasa yapılar var, Neden modanın başkenti dendiğini anlıyorsunuz. Ünlü bir caddesi var, caddenin sonunda Milano Katedrali yer alıyor. Kadraja sığsın diye baya bir uzaklaşıyorsunuz. Caddede Spontini diye bir pizzacı var. Oturma yeri yok ayakta masalarda yiyorsunuz ama çok güzel pizzaları var.








































Milano son durağımızdı, ertesi gün Milan Malpensa Havalimanı (MXP)'ndan uçağımıza atlayıp dönüş yoluna geçtik.Aracı Roma'dan alıp Milano Havaalanına bıraktığımız için ekstra ücret ödüyoruz.Benzin deposunu full doldurup, aracı tabelalarda belirtilen havaalanının otoparkına götürüp, anahtarı büroya teslim ediyorsunuz.Herhangi bir sıkıntı yoksa, aracı kiralarken kartınıza koyduğu blokeyi kaldırıyor.Herkese iyi tatiller dilerim.